TOMURCUK DERDİNDE OLMAYAN AĞAÇ ODUNDUR...
"..Her işini oturduğu yerden görebileceğini zanneden ve tek hedefi diploma sahibi olup, iyi ve çok paralı iş sahibi olmayı hedefleyen, mümkünse kısa yoldan zengin olmayı düşünen ve sosyal hayata adapte olamayan gençler yetiştiriyoruz ne yazık ki... "
Hayrünnisa YURÇ
-Herşeyin hızla değiştiği bir dünyada yaşıyoruz. Yaşımız çok ileri olmamasına rağmen anılarımız, yakın geçmişimiz şimdiki zamanla kıyaslanınca çok değişti. Yaşadığımız fiziki şartlar çok rahatladı, hayatımıza teknoloji girdi ve bize hizmet ediyor. Bizim gençliğimizde televizyon vardı, şimdi dünya avuçlarımızın arasına girdi...
Sayesinde her şeyden hemen haberdar olduğumuz internet iki yüzü keskin bir bıçak gibi, ne tarafa kullanırsanız o yöne hizmet ediyor. Ne kadar elimizdeki telefonu sınırlı kullanmaya çalışsak da, biz bile bazen kapılıp gidiyoruz sanal dünyaya. Ya ayakları yere sağlam basmayan gençler, çocuklar?! Tamamen cazibesine kapılmış durumdalar...
Görünüşte şimdiki nesil şanslı gibi, ama aslında çok da şanslı değiller. Sokakta oynayamıyorlar, kapalı alanlardaki oyunlara mahkumlar, ya da internet oyunları var önlerinde. Okula yalnız gidemiyorlar, çünkü çevre güvenilir değil. Anneler çalışıyor ve küçük yaşta kreşe veriliyorlar, hayata çook erken başlıyorlar. Dağlar gibi oyuncakları var, her istedikleri alınıyor ve bunun getirdiği bir doyumsuzluk ve mutsuzluk var. Küçük şeylerle mutlu olmayı bilmiyorlar...
Böyle bir zamanda anne baba olmak tabii ki kolay değil. Kısa da olsa çocuklarla kaliteli zaman geçirilmeli, onlara her ne kadar bolluk olsa da iktisat etmeyi öğretmeli. Anne ve baba olarak da teknolojiden ne kadar istifade edilmeli ise o kadar edilmeli. İnternet en sağlıklı, zarar görmeden nasıl kullanılır, bunu öğretmeli diyorum ama, anne ve babaların da bunu bildiğini sanmıyorum. Bu bir devlet politikası olmalı ve eğitimi verilmeli. Aksi takdirde odasından çıkmayan, misafire hoş geldiniz, demeyi bilmeyen, yemek yapamayan, söküklerini dikemeyen, belediye otobüsünde kulaklık takıp gözlerini kapatarak yaşlılara, engellilere yer vermeyen, ağır yük taşıyan yaşlılara yardım etmeyen, çevresine bir merhaba demeyi çok gören, her işini oturduğu yerden görebileceğini zanneden ve tek hedefi diploma sahibi olup, iyi ve çok paralı iş sahibi olmayı hedefleyen, mümkünse kısa yoldan zengin olmayı düşünen ve sosyal hayata adapte olamayan gençler yetiştiriyoruz ne yazık ki...
Şimdiki gençlerimiz ve çocuklarımız hayata bu pencereden bakınca toplum hiç iyiye gitmez ve gitmiyor da. Gençlik her haliyle bunu gösteriyor maalesef...
Mevcut tablonun dışında teknolojiyi iyiye kullanan, daha sosyal ve merhametli çocuklarımız, gençlerimiz de yok değil ama, maalesef azınlıkta. Burada devletimize çok vazife düşüyor, örneğin; Cumartesi Pazar günleri okullar boş, anne ve babalar eğitime alınabilir. Tabii bu cazip bir şekilde olmalı, yoksa gelmezler. Öğretmenler veli ziyaretleri yapıp, aileleri bilinçlendirecek film ve belgeselleri tavsiye etmeli. Tv deki film ve diziler aileyi eğitecek nitelikte olmalı, bu konuda kısa filmler çekilmeli. Tv’lerde kimin eli kimin cebinde olmayan, aldatmanın, ahlaksızlığın, bencilliğin, mafyanın, özendirildiği, “Anı yaşa, günahı-sevabı kafana takma, geleceği boşver. Hayattan zevk al ve bunun için herşeyi mübah kabul et!” mesajının pompalandığı dizilere asla müsade edilmemeli. Bu tür diziler ve filmler için sıkı denetimler uygulanmalı.
Günümüzde şer güçler her zaman olduğundan çok daha fazla çalışıyor, hayıra sevkeden güçler çook daha fazla çalışmalı. Her kanaldan eğitim verilmeli, bir meyvenin çekirdeği çürürse meyve çok daha çabuk çürür. Aile toplumun çekirdeği, bu yüzden çok önemli. Bu konuda Kuran-ı Kerimde ve hadislerde eşlerin birbirine nasıl davranacağı, çocuk eğitimi, toplumun düzenini sağlayacak pek çok ayet ve hadisler var. Bunları uygun bir şekilde anlatacak, bu eğitimi verecek din görevlilerine de ihtiyacımız var, onlar da sorumlu oldukları mahalledeki evleri ziyaret etmeliler. Camilerimizde çocuklara ve gençlere yönelik, onları sporla, yarışmalarla, ödüllerle eğitecek din görevlilerine çok ihtiyacımız var. Bu yeni yeni başladı ama, her yerde olmalı. Bu hususta toplumun her kesimine görev düşüyor, çünkü yarınlar çocuklarımızın ve gençlerimizin, biz onları göremeyeciğimiz zamanlara gönderiyoruz. Hz Ali’nin bir sözüyle bitirelim satırlarımızı; “Çocuklarınızı yaşadığınız zamana göre değil, yaşayacakları zamana göre yetiştirin.” ...
gelecek nesillerimizin daha iyi bir dünyada yaşamalArı duasıyla...
Not: Ailelere birkaç dizi ve sinema flmi tavsiyem var; Yedi güzel adam dizi filmi ailece izlenebilir, ben gözyaşlarıyla izledim. Henüz izlenmemişse Amir Khan’ın “Her çocuk özeldir.” filmi ailece izlenebilir. TRT belgesel’de de ailece izlenebilecek çok güzel çalışmalar var, güvendiğiniz büyüklerinizden ve eğitimcilerden film ve dizi tavsiyesi alabilirsiniz. Filmin yanına güzel yiyecekler yapıp çocuklarınızı , gençlerinizi dışarıyı aratmayacak bir ortamda muhabbetle evinizde tutabilirsiniz...