12 Şubat 2024 - Pazartesi

Kütahya’ya neler yapılmalı ve neleri hak ediyor?

Doğduğum ve büyüdüğüm şehrimi artısı ve eksisi ile seviyorum. Ancak, yapılması gereken bazı şeyleri düşününce de üzülüyorum...

Yazar - Hayrünnisa YURÇ
Okuma Süresi: 6 dk.
238 okunma
Hayrünnisa YURÇ

Hayrünnisa YURÇ

-
Google News

Seni seyretmek ne büyük hazdır,

Seninle dört mevsim yazdır Kütahyam.

Bugün yine sisli pusluysa havan,

Bana bu yaptığın nazdır Kütahyam.

Her köşen Osmanlı Germiyan kokar,

Seni ne kadar sevsem azdır Kütahyam.

Tarihe adını yazdığın gibi,

Gelecek çağlara da yazdır, Kütahyam.

 

Doğduğum ve büyüdüğüm şehrimi artısı ve eksisi ile seviyorum. Ancak, yapılması gereken bazı şeyleri düşününce de üzülüyorum...

Kütahya kalesinden başlayayım; Diyarbakır’dan sonra Türkiye’de en uzun kale burçlarına sahip olan ilimizin yetmiş burcu varmış. Şimdi maalesef çok az kaldı ve harabe olanlar onarılmayı bekliyorlar. Dilerseniz instagram’dan “Kutopya”  dan eski Kütahya’yı ve kale burçlarını izleyebilirsiniz. Burası Kütahya feth edilmeden önce müslüman mahallesiymiş ve  arabamızı bırakıp yukarı çıkarken soldaki boşluk, yerin altından merdivenle Ulu Camii civarına kadar inen boşlukmuş ve buradan tebdili kıyafet ile şehre inerlermiş. Buraya bu açıklama yazılarak, sembolik olarak biraz merdiven yapılıp çevrilebilir. Ayrıca misafirlerimizi de götürdüğümüz, şehrimizi kuş bakışı seyrettiğimiz kalemizdeki toprak parçaları ot ve diken içinde. Çok güzel çiçeklendirilmesi gereken bu alanın dört mevsim çiçeklendirilmesi gerekiyor. Tabii buraya yürüme yolu yapılması da isabetli bir karar olmuş. Size ütopik gelebilir, ben saat kulesinden hem kaleye, hem hıdırlık tepesine teleferik yapılmasını çok istiyorum. Çok kısa zamanda yapılan masrafı amorti eder, önünde kuyruklar olur, buna inanıyorum...

Şehrimizin merkezine eski Otuz Ağustos ilkokulunun yerine Zanaat Çarşısı yapılıyor. Fırçanın, iğnenin, kalemin aşkla şevkle çalıştığı şehrimizde bu çarşının dışının ve içinin çinilerle döşenmesi gerekiyor. Ayrıca tam burada köşedeki  tarihi çeşmemizin kurna arkaları bakımsız kalmış, temizlenmeli. Hemen karşıda Dönenler Camiinin içinde Hz Mevlana’nın torunu Ergun Çelebi ailesiyle medfun bulunuyor ve hiçbir açıklama yok, bilen biliyor. Cami içinde arapça levhalar var, bunların Türkçe açıklaması mutlaka olmalı ve camii ile ilgili bilgiler de verilmeli.

Bölgede, etrafını açalım diyerek iş merkezinin yıkılması da planlanan Ulu Camii ve müzenin köşesine kocaman bir çöp konteynırı konulmuş, çok çirkin duruyor. Söz konusu alana bazı mahallelerimizde bulunan yer altı çöp toplama aparatı yapılmalı veya başka bir yere alınmalı. Bunlar detay gibi duruyor, ama özellikle şehir dışından gelenlerin gözüne çarpıyor. Böyle eski ve yeninin yan yana olduğu, maneviyat dolu şehrimize, “Bu şehir çok bakımsız kalmış!” diyen misafirlerimiz oldu...

Kütahya’mızın altı ve üstü maddi manevi çeşitli zenginliklerle dolu ve maalese biz hazineler üzerinde oturan fakir çocuklar gibiyiz. Örneğin, yıllardır gelecek, geldi, geliyor diyerek umut ettiğimiz hızlı tren hâla ortalarda yok, Oysa, İzmir-Ankara hızlı tren projesinde Kütahya’nın da bulunacağı vaad edilmişti. Ama projede kentimizin es geçildiğini, trenin sadece il sınırımızdan geçtiğini öğrendim. Tüm önemli tarihi ve turistik kentlerimize orta noktada bulunan Kütahya’mız için yapılan işler maalesef ya çook yavaş yapılıyor, ya da hiç yapılmıyor...

Gelelim yeniden şehir merkezimize; mesela merkez pazar yerimizin yerinden edilmesi pek çok vatandaşımızı üzdü. Kütahya’mızın sembolü Vazo’muz küçüldü ve mat oldu. Bu vazo başka bir yere alınıp, yerine şehrimize yakışan büyük ve gerçek bir sanat eseri olan vazo koyulmalı. Vazo önüne turistik yerlerde olduğu gibi“Kütahya” yazısının yapılması isabetli olmuş. Fakat yazı güzel olmasına rağmen oldukça küçük kalmış. Alana daha büyüğü yapılabilir.

Halkın istememesine rağmen ısrarla tekrar trafiğe açılması planlanan Sevgi Yolumuza dokunulmamalı. Orada insanlarımız nefes alıyor, bunlar sadece benim kanaatim değil elbette...

Ayrıca, Germiyan Kampüsü önündeki çini vazolar çevre yolu yapımı nedeniyle kaldırılmıştı, tekrar yerine koyulmalı. Yine bu kampüs yakınındaki Asım Gündüz Parkı Kütahya’da en az ağacın bulunduğu park. Buraya küçük bir iki ağaç dikildi ama yeterli değil. Bir de bu dikilen ağaçların koruma altına alınması gerekiyor. Burası çocuk parkı aynı zamanda ve çevre yolu yapılırken orta refüjdeki yetişimiş ağaçlar söküldü, elle ağaç dikme mevsimi geçmeden buraya ağaçlar dikilmeli...

Yol demişken, kent merkezimizde yeniden yapılan veya tamir edilen yollarımızda daha yol bir kaç gün kullanılmadan oluşan çukurlar, özensiz tamiratlar ve adeta araçlara bubi tuzağı niteliğine dönüşen logar kapakları insanımızı mağdur ettiği gibi bakımsız ve harap görünümüyle misafirlerimizi de rahatsız ediyor. Yol yapım ve bakım ekiplerinin bu konuya çok daha fazla özen göstermesi ve çalışan ekiplerin ciddi denetlenmesi gerekiyor...

Son olarak, Kütahya’mızı tanıtan şiirler ve Kütahya türküleri eşliğinde, Kütahya görüntüleri ile tanıtım videoları yapılmalı. Kütahya sevdalısı Rahmetli avukat Sadık Atakan hazırlayıp sunduğum televizyon programında, “Kütahya’yı biz tanıtacağız, başkaları gelip tanıtacak değil!” demişti. Bu konuda yetkililere çok görevler düşüyor...

Yapılacak çook işler var ve dediğimiz gibi, yetkililere büyük görevler düşüyor. Tarihimizin, kaplıcalarımızın, yer altı ve yerüstü zenginliklerimizin farkına varıp şehrimizin hak ettiği hizmeti alabilmesi dileği ve duasıyla...

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları