Nedir zaman?
"Aynalara inanmıyor insan bazen, işine de gelmiyor nefsin. Hani yaşınızı söyleyince birileri, “Aaa hiç göstermiyorsunuz!” sözünü işitmek hoşumuza gidiyor ya, ama hızla büyüyen çocuklar; onlar söylüyor size yaşlandığımızı..."
Hayrünnisa YURÇ
-Nedir zaman, Nedir?
Bir su mu? Bir kuş mu?
Nedir zaman, nedir?
İniş mi yokuş mu?
Bir sese benziyor;
Arkanız hep zifir!
Bir sese benziyor;
Önünüz hep kabir!
Necip Fazıl Kısakürek
Bu dünyada sonu tayin edilmiş ama, bizim bilemediğimiz bir zaman içerisinde yaşıyoruz. Belki gençlikte çok anlamıyoruz değerini, onun için gençliğe hızlı esen, çabuk geçen bir rüzgar diyoruz. Ama yaş ilerledikçe ve sonun yaklaştığını hissettikçe insan zamanın bir su gibi, hatta şelaleler gibi aktığını gördükçe daha iyi değerlendirmek, kalıcı eserler bırakmak, gönüllere girmek, iyilikler yapmak istiyor doğal olarak...
Aynalara inanmıyor insan bazen, işine de gelmiyor nefsin. Hani yaşınızı söyleyince birileri, “Aaa hiç göstermiyorsunuz!” sözünü işitmek hoşumuza gidiyor ya, ama hızla büyüyen çocuklar; onlar söylüyor size yaşlandığımızı, zamanın hızlı geçtiğini ve dünyanın faniliğini. Aşık Veysel’in şu sözleri geliyor aklıma; “Dünyama, konan göçer, gelen gider, giden gelmez.” İşte dünyanın esas yüzü, işimize gelse de gelmese de...
Zamanı iyi değerlendirmek, saniye saniye iyi yaşamak, seçtiğimiz çevreyle daha mümkün gözüküyor. Evet şu dünyada seçebildiklerimiz de var seçemediklerimizde. Komşu ve akrabalarımızı seçemiyoruz, ama arkadaşlarımızı seçebiliriz. Onlar iyiyse biz iyi oluruz, çünkü insan etkilenir, kalp değişkendir, işittikleri, gördükleri, birlikte olduğu insanın hissiyatları yansır kendi dünyasına. O yüzden Peygamber Efendimiz s.a.v., “Kişi arkadaşının dini üzeredir.” demiş. Ecdadımız bu hadisten yola çıkarak, “Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.” diyor. Bir başka bilge de, “Zaman değerlidir, kime verdiğinize dikkat edin.” diyor. İnsana bu hadis-i şerif başta olmak üzere bu sözler ışık tutuyor.
Kendisine bir defa ikram edilen bu hayatta kendisini Allah’ın rızasına doğru götürecek, daha iyiye, daha güzele yaklaştıracak insanlarla görüşmek, en kıymetli emanet olan zamanını onlarla geçirmek, yaşadığı şehrin ruhunu yakalamak ve bu şehirde ölümsüzlüğü tatmış olanların hayatını öğrenmek, hatta sadece yaşadığı şehirde değil dünyada güzel izler bırakan Allah dostlarını tanımak ve silinmez izlerinden gitmek istiyor. Hayat böyle anlam kazanıyor, çünkü dünyayı onlar dolduruyor. Dünya bu yüzüyle güzel geliyor insana, yoksa hızla geçen bu zaman, herkesi her şeyi öğüten bu dünya bizi de öğütüyor ve fani olan yüzüne de hiç gönül bağlamamak, kalbimizle içine girmemek gerekiyor. Çünkü Aziz Mahmud Hüdai Hz’nin dediği gibi, “Zaman geçip gitmektedir, kuşlar gibi uçmaktadır.” Ve Bir Allah dostu Said Nursi’nin dünya hakkında bizi çok güzel bilgilendiren sözü hep hatırıma getirmeye çalıştığım, “Dünyanın üç yüzü vardır, birisi gaflet ehlini baktığı yüz; hani ebedi aleme inanmayan ve hayatı sadece buradan ibaret zanneden ve nefsinin peşinden gidenlerin dünyası. Diğer iki yüzü çok önemli. Aklı ölmemiş, vicdanı sönmemiş olanların baktığı yüzler. Biri Allah’ın isimlerinin nakış nakış dokunduğu tezgahlar. Diğeri ahiretin tarlası, işte bu iki yüzü çok önemli.”
Nasıl bir çiftçi tarlasını zamanında eker, zamanında sular, zamanında biçerse, biz de bize verilen ve sonunu bilemediğimiz -ki bu bir ikramdır-, dünya tarlasını Allah’ın razı olacağı şekilde yaşamaya çalışır ve iyi değerlendirirsek hepimizin arzuladığı sonsuz cennet hayatı ötelerde bizi bekliyor olacak ve sevdiklerimizle sonsuz güzelliklerde yaşayacağız.
Amiiiin Amiiin Amiiin. Dualara inşallah denmeyeceğini öğrendim, zamanımızı iyi değerlendirmek dileğiyle...