“Ne yaptınız da Tanrıyı bu kadar kızdırdınız.”
İsrafın yanında, kurumlarda çürümüşlük de hat safhada; adam kayırmalar, rüşvet, ballı ihaleler, yapılan ihalelerden komisyon adı altında kamunun halkın kesesinden hırsızlık yapmalar, neler neler. Çürümüşlük, ahlaksızlık, vicdansızlık tepeden tırnağa..."
Hayrünnisa YURÇ
-
“Ne yaptınız da Tanrıyı bu kadar kızdırdınız.”
Son yıllarda en çok konuşulan konulardan biri oldu gıda maddelerine yapılan zamlar ve alım gücünün gittikçe azalması. Neredeyse iki defa aynı fiyata anlamıyoruz pek çok şeyi. Maaşlara da zam yapılıyor, ama zamlar çok daha hızlı koşuyor maalesef. Bir de, ortalık nasıl olsa böyle götürüyor diyerek durumu istismar eden ve daha fazla zam yapanlar var.
Yaşadığımız pandemi dünyayı sarstı; üretim durdu, tüketim arttı. Ardından cennet vatanımız asrın felaketini yaşadı; bir bölgemiz yerle bir oldu, yüz bine yakın insanımızı kaybettik. Sonra ciddi bir yağmursuzluk, ardından seller, dolular, şimdi de aşırı sıcaklar ve kuraklık. Yani uyanmamız için Rabbimizin attığı şefkat tokatları ardı ardına ekleniyor, lakin ve maalesef uyanmadık, uyanmaya da niyetimiz yok...
Halimiz perişan dostar, pandemide ümitliydim, hiç olmazsa ekmekler çöpe atılmaz kıymeti bilinir diye düşünüyordum. Daha çok atıldı, hatta yemekler, kıyafetler atıldı, hâlâ da atılıyor. Gösteriş hastalığı son safhada, ne derler, ya da desinler diye insanlar harama girip dünyalarını da, ahiretlerini de karartıyorlar ne yazık ki. Bakıyoruz, yardım etmek istediğimiz insanlar ailece sigara içiyorlar, kredi çekip bir yıl ödeme pahasına bir hafta tatile gidiyorlar. Yine krediler çekilip gösterişli düğünler yapılıyor, toklar tokları doyuruyor. Aileler özellikle de bayanlar sadece bir düğünde ya da nişanda giyecekleri elbiseler, ayakkabılar için binlerce lira para harcıyorlar. İhtiyaçların çok ötesinde markalı kıyafetler alınıyor, ev eşyaları eskimeden değiştiriliyor. Yüce Allah Araf 31. Ayet’de “Yiyin, için, israf etmeyin.” diye insanoğlunu uyarıyor...
İsrafın yanında, kurumlarda çürümüşlük de hat safhada, adam kayırmalar, rüşvet, ballı ihaleler, yapılan ihalelerden komisyon adı altında kamunun halkın kesesinden hırsızlık yapmalar, neler neler...
Çürümüşlük, ahlaksızlık, vicdansızlık tepeden tırnağa tüm vücudumuzu sarmış durumda. Çünkü, çevrenin etkisi kadar bu israf çılgınlığını ve ahlaksızlığı pompalayan hemen her evde dizi dizi diziler izleniyor. Bu dizilerin yaptığı en büyük tahribat ahlakı, edebî yok etmek, dünyayı bu dünyadan ibaretmiş gibi göstermek ve bunu başarıyorlar, çünkü çok çalışıyorlar...
Diğer yandan, gerçekten zor durumda olanlar var. Onlara yardım etmek için kurumsal olarak ya da kişisel olarak yapılan gayretler var. Ama yapılan israfın yanında bunlar çok az kalıyor.
Devletin her kanaldan bir eğitim seferberliği yapıp bu çılgınlığı durdurması gerekiyor! Toplumu mahveden bu dizilere dur demesi gerekiyor! Her türlü ahlaksızlığın, sapıklığın ve aşırılığın kol gezdiği sosyal medya platformlarına dur demesi gerekiyor!
Toplumda aktif olan herkesin ilgi alanlarında buna el atması ve çalışması gerekiyor. Ve, nesillerimize sahip olduklarımızın hepsinin bizim olmadığı, israf etmememiz gerektiği, ihtiyaç sahiplerinin de hakkı olduğu ve en önemlisi verilen bütün nimetlerin hesabının bunları bize veren Rabbimiz tarafından hesabınının sorulacağı anlatılmalı. Dünyanın sadece dünya hayatından ibaret olmadığı yaşayarak-yaşatılarak anlatılmalı, yoksa gidişat iyi değil ve sadece pahalılıkla değil, çok daha ağır felaketlerle karşı karşıya kalacağız...
Deprem felaketinde yurt dışından yardıma gelen bir yardımseverin sözleriyle bitirelim sözlerimizi. “Ne yaptınız da Tanrıyı bu kadar kızdırdınız.”
En kisa zamanda uyanmamız, toprlanmamız duasıyla.
