Akraba kime denir?
Akraba, “Karın” kökünden gelir, yakınlık demektir. Yakınlarını kıran, hor gören, yıkan, küçük gören insanların akrabayız diye kapılarının çalınmasını beklemesi beyhude bir bekleyiş oluyor.
Hayrünnisa YURÇ
-Eskiden iletişim imkanları bugünkü gibi değildi, çatkapı misafir gelir, ağırlanır, dua eder, dualar alır giderdi. Akrabalık komşuluk ilişkileri güzeldi, insanlar birbirlerinin derdiyle dertlenir ve derman olurlardı. Çünkü bilirlerdi ki derman olan, derman bulurdu...
Ben böyle bir evde büyüdüm. Oğluna kız arayanlar, kızı o günlere göre evde kalanlar, borç para isteyenler, eşinden ayrılanlar, yaşlılar, gençler, mahallenin delileri, evimiz hiç boş kalmazdı. Şimdi çok değişik bir zamana geldik. İstisna olarak komşuluk ilişkilerinn sağlam olduğu bir apartmanda oturuyoruz hamdolsun...
Çoğunlukla komşuluk kalmadı. Bunun en önemli sebebi olarak bugünkü teknoloji gözükse de altında yatan başka etkili sebepler var. Gençlere sorulan hadsiz sorular, “Sen daha atanamadın mı? Daha evlenmiyor musun? Karnen nasıl? Nereye gidiyorsun? Nereden geliyorsun? Bu kıyafet olmamış, neden böyle giyiniyorsun?” gibi sorular, sözler ve onların sabahleyin okula gideceklerini bile bile gece yarısına kadar rahatsız edici oturmalar. Bugün gençleri akrabalık ilişkilerinden soğutan en önemli sebepler...
Akraba, “Karın” kökünden gelir, yakınlık demektir. Yakınlarını böyle kıran, hor gören, yıkan, küçük gören insanların akrabayız diye kapılarının çalınmasını beklemesi beyhude bir bekleyiş oluyor ve gençler de kendilerine ışıl ışıl bir dünya sunan sanal âleme kapılıyor. Ayrıca, yeni gelen nesil anne ve babaları gibi değil, daha kırılgan, daha hassas, daha sabırsız. Bunu da gözönüne alarak muamele etmek gerekiyor ve akrabalık ve komşuluk yapmayı istiyorsak ona göre davranmak gerekiyor.
Sanal alem insanın ihtiyaçlarını bir yere kadar görür. Göz göze, diz dize sohbet etmenin, samimiyetin verdiği güzel duyguları vermez. Bunu çocuklarımıza doğru bir şekilde ve uygun bir zamanda anlatmalıyız. Ancak, bunu ilk önce çekirdek ailede sohbet etmenin güzelliğini onlara yaşatarak yapmalıyız. Daha sonra, buna akrabalık ve komşuluk ilişkilerinde saygıyı ve empati kurmayı öğreterek, yaşayarak, yaşatarak devam etmeliyiz.
İnsana, karşılıklı olarak saygılı olmak ve duracağı yeri bilerek samimiyetle görüşmek iyi gelir. Ve samimiyet öyle bir dildir ki, onu sağırlarda işitir, körler de görür. İşte, bugün bu samimiyeti de kaybettik maalesef. Yaşı büyük diye karşısındakini kırabileceğini, küçük düşürebileceğini, aşağılayabileceğini, yıkabileceğini insanlar yüzünden ve yine yaşı büyük olduğu için her zaman haklı olduğunu düşünen insanlar yüzünden akrabalık bağları ve samimiyet bitti.
Şimdilerde, gençlerimiz bu olumsuzlukları gördükleri için soğudu. Bu tür görüşmelerden sözde akrabalık ve komşuluk ilişkilerinden kendilerini teknolojiye kaptırdılar. Evet, yinelemek istiyorum; lütfen onlarla sohbet edelim, onları dinleyelim ,samimiyetin güzelliğini yaşatalım, birlikte kitaplar okuyup birlikte analizler yapalım, onların ilisini çeken aktüel konulardan, müzikden, sinema filmlerinden, sosyal konulardan konuşalım ve bu çağın gerçeklerine göre onları anlamaya çalışalım...
Samimiyet ve muhabbetle kalın.