Ateş bizi çağırıyor
Kısaca, madden ya da manen yaptığımız her yanlışın ve israfın sonu bizi ateşe atıyor. Ve bizler de maalesef ateşin bizi çağıran namelerine koşar adım cevap veriyoruz.
Hayrünnisa YURÇ
-Bir nehirin kenarından bile abdest alıyor olsanız, suyu iktisatlı kullanınız.
Hadis i Şerif.
Yıllar önce izlediğim bir filmde düşen bir uçaktan tek başına kurtulan bir genç kız insanlardan çok uzak bir noktada mahsur kalmıştı ve okulda aldığı eğitim aklına gelmişti. Ona böyle bir durumda kuşları takip etmesi ve kuşların onu su olan yerlere götüreceği ve suyun olduğu yerde insanlarında olduğu öğretilmişti ve bu şekilde kurtulmuştu.
Aslında hepimiz farkındayız, susuz bir hayatın olamayacağını biliyoruz. Ama, kullanırken de çok israf ediyoruz maalesef, her şeyi israf ettiğimiz gibi. Kısa süreli kesilse bile derdine düşüyoruz, ormanların cayır cayır yandığı, yeryüzünde iklimlerin değiştiği ve giderek ısınan bir dünyada yaşıyoruz. Yanan ormanların yerine yeteri kadar ağaçlandırma yapılmıyor ve yağmurlar ya sel halinde felaket olarak yağıyor, ya da hiç yağmıyor. Bunlar bize emanet olarak ikram edilen ve çocuklarımıza teslim edeceğimiz dünyayı hor olarak kullanmamızın acı sonuçları...
Kısaca madden ya da manen yaptığımız her yanlışın ve israfın sonu bizi ateşe atıyor. Ve bizler de maalesef ateşin bizi çağıran namelerine koşar adım cevap veriyoruz.
Emanet deyince, arkadaşımızdan aldığımız bir kitap, ya da komşumuzun bir tabağı geliyor da aklımıza, bize verilen bunca ilahi ikramlar gelmiyor. Oysa emanet, titizlikle korunması gereken ve sadece ihtiyacımız kadar kullanmamız gereken, hepsinin bizim olmadığını anlatan bir kavram. Ama, burada bollukla imtihan olduğumuzu ve eğitim sistemimizdeki büyük eksiklikleri, teknolojinin hayra solumadığını unutmamak gerekiyor. Ama, nasıl insan vücudu ağrılarla alarm vererek bize her şeyin yolunda gitmediğini söyleyerek uyarıyorsa, dünya da şiddetli ağrılarla bize her şeyin yolunda gitmediğini söyleyerek uyarıyor. Özellikle ağaç dikme mevsiminde bol bol ağaç dikerek, suyumuzu çok dikkatli kullanarak, elimizdeki imkanların emanet olduğunu ve sınırsız olmadığını unutmadan yaşamamız gerekiyor.
Burada belediyelere, özel sektöre ve sosyal sorumluluk taşıyan herkese, hepimize görevler düşüyor. Bu sıcak günlerde suyun önemini daha iyi anlıyoruz ve rahmetli anneannemin ona su verince ettiği dualar geliyor aklıma; “Su gibi Aziiz, ekmek gibi mübarek olun.” derdi.
Su aziiz, ekmek mübarek, farkına varabilmemiz duasıyla...
Not: Bu sıcak günlerde sokak hayvanlarına su vermeyi unutmayalım, susuyorlar, söyleyemiyorlar...