Sağlık başlara taç imiş...
Sağlıklı insanların başında bir taçtır, onu ancak hastalar görür. Hz Ömer. R.A.
Hayrünnisa YURÇ
-İnsanoğlu nazik, hassas ve kırılgan. Her zaman sağlıklı olamıyor ve hayat aynı düzeyde gitmiyor. Ve insan, hastalıklarla da zayıf, aciz olduğunu ve azalarına kendisin hükmetmediğini çok daha iyi anlıyor. Örneğin, gözle görülemeyen mikroplar insanoğlunu yerle bir ediveriyor ve bu dönemde insan daha duygusal, ilgiye muhtaç ve en önemlisi dualara muhtac oluyor...
Biz Müslümanlar hastalıkların günahlara kefaret olduğunu, hastalıkla geçen zamanların her anının ibadet hükmünde olduğunu bilsek de, bunları duymaya ihtiyacımız oluyor. Hani Hz Musa Aleyhisselam’a Yüce Allah, “Ben hasta oldum sen gelmedin ya Musa!” der, Musa Aleyhisselam da, “Ya Rabbi, sen hasta mı olursun.” deyince filanca kulum hasta oldu, sen ziyaretine gitmedin, ben oradaydım diyor. Bu olay bize hasta ziyaretinin ne kadar önemli olduğunu gösterir, bunun için hadisi şerifler de vardır; “Hasta ziyaretini kısa tutup, ona moral verici sözler söyleyiniz ve hastalardan da dua isteyiniz. Zira onların duası meleklerin duası gibidir.” der peygamber efendimiz.
Eendimizden hastalara verilen bir öğüt vardır, hadisi şeriflerden birinde, “Hastalarınızı ve hastalıklarınızı sadaka ile tedavi ediniz” der. Burada gariplerin, fakirlerin duasının da iyileştirici olduğunu görüyoruz . Ayrıca, susayan, acıkan ama söyleyemeyen hayvanlara yapılan iyilikler de sadakadır. Ecdadımız, “Bir sadaka bin belayı def eder.” demiştir bu hadise dayanarak.
Bir arkadaşım anlatmıştı, elektrik parasını ödeyemeyen birinin elektrik parasını ödedikten kısa bir süre sonra Bursa’ya yolculuk yapmışlar. Bursa’ya yaklaşınca arabalarından kötü kokular gelmeye başlayınca sanayiye gidiyorlar ve oradakiler “Siz buraya kadar nasıl geldiniz! Arabanız nasıl yanmamış, elektrik aksamı yanmış.” demişler.
Evet, yapılan iyilikler, alınan dualar insanı muhafaza ediyor ve Allah’ın eli dualar alanların, iyilikler yapanların üzerinde oluyor.Bir de dua edenler hasta ise, zor durumda ise çok daha makbul oluyor. Diğer yandan o hastaya, “Benim yapabileceğim bir şey var mı?” denilip, bunu illa sözle değil, durumdan vazife çıkararak yaparsak, bu çok daha önem arzediyor ve mizan terazisinde ağır gelecek bir sevap oluyor mutlaka. Çünkü hasta ve hasta yakınları her zaman ifade edemeyebilirler ihtiyaçlarını, bu konuda dikkatle durumu incelemek ve varsa bir vazife yapmak gerekiyor, sadece ziyaret etmek yetmeyebiliyor bazen...
Yunu Emre, “Bir hastaya vardın ise, bir yudum su verdin ise, yarın anda karşı gele Ab-ı hayat içmiş gibi.” diyor. Hamdolsun milletimiz bu konuda hassas ve duyarlı, ben sadece tekrar hatırlatmayı istedim ve her zaman yaptığım bir duayı tekrar ederek sözlerimi noktalamak istiyorum; “Allah’ım bütün hastalara Şafi isminle acil şifalar ver. Hastalara, onlara bakanlara, sağlık personeline yardım et, özellikle anne ve babalarına bakanlara yardım et.” Amiin.
Sağlıkla kalın ve Allah dünyada da ahirette de sağlık afiyet versin amin.