Alıştık nimetlerine Allah'ım...
Bu yıl farklı bir Ramazan ayındayız. Ülkemizin Güneydoğu Anadolu’daki on bir ili asrın deprem felaketi ile sarsıldı. Ramazan ayında sofralarımızı kurarken onları da unutmayalım. Her zaman verdiğimizden çok daha fazlasını verelim...
Hayrünnisa YURÇ
-ALIŞTIK NİMETLERİNE ALLAH‘IM.
ÖYLESİNE DOĞALLAŞTI Kİ HER BİRİ,
DERYADA YÜZEN BİR BALIK GİBİ,
FARKINA BİLE VARMADAN GÜZELLİĞİNİN,
YAŞAYIP GİDİYORUZ ESKİSİ GİBİ.
DEĞİŞTİRİRKEN KAİNATI SEBEPLERİNLE,
DEĞİŞTİR BİZİ DE DAHA İYİYE,
KALDIR GÖZLERİMİZDEKİ KALIN PERDEYİ...
On bir ayın sultanı Ramazan ayı teşrif etti dünyamıza elhamdülillah…
İslamın beş şartından biri olan oruç ibadetinin bir ay boyunca ifa edileceği bu ay önemini, Kuran-ı Kerim’in bu ayda indirilmeye başlanıp, yirmi üç yıl indirilmeye devam ederek, yine bu ayda tamamlanmasından alıyor.
Yani, rehber kitabımız Kuran-ı Kerim’in daha iyi okunup anlaşılmaya çalışılması, yine rehberimiz Peygamber Efendimizin hayatının daha iyi anlaşılması için bize tanınan çok önemli bir fırsat ve bu ayda Rabbimiz bize oruç tutturarak yeryüzü sofrasının farkına varmamızı istiyor. On bir ay boyunca yiyip içerek alıştığımız nimetleri kısa bir müddet, gün boyunca bizim elimizi çektirerek, bu nimetlerin ne kadar lezzetli, ne kadar güzel olduğunu hatırlattırıyor. En güzeli de, zengin fakir herkes kul olduğunun farkına varıyor ve oruç tutan zenginler, fakirlerin halinden anlıyor, sadakalarını ve zekatlarını artırarak veriyor…
Bu yıl ise farklı bir Ramazan ayındayız. Ülkemizin Güneydoğu Anadolu’daki on bir ili asrın deprem felaketi ile sarsıldı. Çok sayıda kardeşimiz ebedi aleme yürüdü. Ölenlere rahmetler dilerken, yaralılara şifalar diliyorum. Zor durumda kalan çok kardeşimiz var, bu Ramazan ayında sofralarımızı kurarken onları unutmayalım. Her zaman verdiğimizden çok daha fazlasını verelim, yakınımıza gelen kardeşlerimize iftar sofraları kuralım, onlarla sohbetler edelim, özellikle de çocuklarla. Biz buralardan deprem sarsıntısını manevi olarak yaşadık, her gece deprem olabilir diye korktuk, onlar ise dehşeti yaşadılar. Bu travmayı atlatmaları için yardımcı olalım, bunu daha iyi anlayabilmek için kendimizi onların yerine koyalım. Biz de onlar gibi olabilirdik, olabiliriz, verdiklerimizin bizim olduğunu unutmayalım, ne verirsek elimizle, o da gelecek bizimle biliyorsunuz. Bugünlerde önemli kararlar alalım ve israf etmeyelim...
Rabbimiz bize bu nimetlerin değerli olduğunu bildiriyor ve asla israf etmememiz gerektiğini anlatıyor, Ayet -i Kerimede de ifade ediyor; Bismillahirrahmanirrahim “Yiyin, için israf etmeyin.” Araf suresi 31. ayet. “’Saçıp savuranlar, şeytanın kardeşleri olmuşlardır, şeytan ise Rabbine karşı nankördür.” ‘İsra suresi 27. Ayet.
İşte Ramazan ayında özellikle orucumuzu açarken bize ikram edilen sayısız nimetlerin değerini çok daha iyi anlıyor ve Rabbimize hamdediyoruz ve O nun verdiklerinden biz de ihtiyaç sahiplerine veriyoruz, aklıma Filistin’deki gördüğüm dilencinin söyledikleri geldi,, “Allah’ın size verdiklerinden bu ihtiyacı olana da verin.” biz verdiklerimizi kendimizin zannediyoruz, oysa aşçının elindeki kepçe gibiyiz, rabbim bu gerçeği bildirerek verdirsin inşallah…
Ramazan ayında aciz olduğumuzu, güçsüz ve zayıf olduğumuzu daha iyi anlıyoruz. Emanet olarak verilen gücün, kuvvetin, malın vs. gelip geçici olduğunu, hiç bir şeyin sahibi olmadığımızı bir kere daha ciddi olarak hatırlıyoruz. Bizi bu dünyaya imtihan için gönderen Rabbimiz ise, ancak O’na sığınıp, O’na dayanmamız gerektiğini, Kudret ve güç sahibinin O olduğunu unutmamamızı bildiriyor…
Diğer yandan hepimizin bildiği gibi orucun sağlığımıza da ciddi faydaları var. A-Ama biz bunun için değil, O’nun rızası için, tam teslim olarak, sadece midemize değil, elimize, ayağımıza, gözümüze, hatta gönlümüze oruç tutturarak manevi olarak çoook kazançlı çıkacağımızı unutmadan oruç tutmalıyız. Seneye Ramazan ayına ulaşabilir miyiz acaba, diyerek son Ramazan ayını idrak ediyormuşuz gibi ibadet etmeliyiz. Zira hiç birimizin bir daha ki seneye Ramazan ayına ulaşmaya senedimiz yok. Bunu iyi değerlendirelim inşallah, bize ikram edilen bu mübarek Ramazan ayının ahirette biz şaşırtacak ikramiyelerini birlikte görelim inşallah. Bu mubarek Ramazan ayımız bizi de mübarek yapıp öyle ayrılsın bizden.
Kutahyalı Pesendi’nin o güzel sözüyle bitirelim sözlerimizi, “Şu dünyada üç vakte doyamadım; seher vakti, bahar vakti, iftar vakti. Dem bu dem dir, dem bu dem, dem bu dem.”
Dualarınıza talibim…