Ya olacağız, ya da ölmeye devam edeceğiz!
“Tekyürek” yardım kampanyasıyla ülkece 116 milyar Türk Lirasına yakın bir meblağ toplandı. Eğer aynı kampanyaları sık sık görmek istemiyorsak, aynı acı tabloları defalarca yaşamak niyetinde değilsek, yapacağımız tek şey var...
İbrahim Coşkun
isikmedya@gmail.com -Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük deprem felaketlerinden birine maruz kalan ülkemizin başı sağolsun. Hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah rahmet etsin, yaralılarımıza acil şifalar versin. Gerçekten ülke olarak topyekün kan ağlıyoruz, göz yaşı dökmeden geçirmediğimiz tek bir gün yok. Ancak, derhal toparlanmaya çalışırken yapacağımız ve ülkemizin deprem talihini kökünden değiştirecek önlemleri de saniye kaybetmeden hayata geçirmemiz gerekiyor.
“Tekyürek” yardım kampanyasıyla ülkece 116 milyar Türk Lirasına yakın bir meblağ toplandı. Katkı veren heskesten Allah razı olsun. Lakin, ülkece yapacağımız hiç bir yardım kampanyasının, hiç bir maddi desteğin kaybettiğimiz on binlerce insanımızı geri getirmesine imkan yok. Yaşadığımız milyarlarca dolarlık yıkımın altından kalkmamıza da imkan yok.
Eğer aynı kampanyaları sık sık görmek istemiyorsak, aynı acı tabloları defalarca yaşamak niyetinde değilsek, aklımızı başımıza alıp yapacağımız tek şey var. Dünyanın en aktif fay hatları üzerinde yer alan Japonya gibi inşaat sistemimizi kökünden değiştirmek...
Japonya ile benzer bir coğrafi kaderi paylaştığımızı göz önüne alacağız. Örneğin öyle bir kanun çıkaracağız ki, 5 katın üzerindeki tüm binalara deprem izalatörü koymayı şart koşacağız. Yüksek binaların dış cephelerinin dört tarafına denk şekilde çelik sütunlar monte etmeyi zorunlu hale getireceğiz. Veya bir başka örnek olarak, yüksek binaların tepesine ağırlıklı sarkaç sitemi kurdurarak deprem salınımını önlettirmeyi şart koşacağız.
Dahası, denetimleri devletimizin bağımsız kurumlarına devrederek, denetimleri o kadar sıkı ve tavizsiz hale getireceğiz ki, yaşayabileceğimiz 7 ve üzeri depremlerde onbinlerce insanımızı kaybetmek yerine, Japonlar gibi bilgisayarların başında hiç bir şey yokmuş gibi çalışmaya devam edeceğiz.
Ayrıca vakit kaybetmeden tüm ülkemizdeki yapı stoklarını gözden geçirerek, yukarıda bahsettiğimiz sistemlerle yapı stoğumuzu ülkece seferberlik halinde değiştireceğiz.
Çektiğimiz acıların, yaşadığımız travmanın bizleri tekrar tekrar yıkmasına, tekrar tekrar öldürmesini istemiyorsak, bunu yapmaktan başka çaremiz yok.
Yani ya olacağız, ya da ölmeye devam edeceğiz...